İnönü Haber Sitesi

Haber Takip Merkezi – Güncel ve Tarafsız Haber Sitesi – Ülkenin Nabzını Tutan Site

Sessizce yayılıyor: Her 10 çocuktan 9’u bu virüse yakalanıyor!

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Eda Kepenekli, solunum sinsityal virüsünün (RSV) çocukların yüzde 90’ını 2 yaşına kadar en az bir kez etkilediğini söyledi. RSV'nin erken tanısı ve korunma yolları hakkında bilgiler paylaştı.

RSV Enfeksiyonları ve Çocuk Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Eda Kepenekli, “RSV respiratuar sinsityal virüsü olarak biliniyor. Dünya genelinde bebeklerde ve erken çocukluk döneminde alt solunum yolu enfeksiyonlarının en önemli nedenleri arasında yer alıyor.  Genellikle soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olsa da aynı zamanda akciğerleri etkileyip ciddi alt solunum yolu enfeksiyonlarına (zatürre ve bronşiyolit) yol açıyor” şeklinde konuştu.

‘RSV, 1 YAŞINDAN KÜÇÜK BEBEKLERİN YÜZDE 80’İNİ ETKİLİYOR’

Prof. Dr. Kepenekli, “Bu virüs tüm zatürrelerin yaklaşık yarısından ve bebeklik döneminde görülen bronşiyolitin ise neredeyse yüzde 90’ından sorumlu. Bu veriler ışığında şunu söyleyebiliriz ki bebeklerde RSV solunum yolu enfeksiyonlarının özellikle de alt solunum yolu enfeksiyonlarının en önemli nedenlerinden biri. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, RSV’nin çocuklardaki akut solunum yolu enfeksiyonlarının yüzde 60’ından ve 1 yaşın altındaki bebeklerde ise yüzde 80’inden sorumlu olduğu tahmin ediliyor.

  • Çocukların neredeyse yüzde 90’ı ise 2 yaşına kadar en az bir kez enfekte oluyor.
  • Destek tedavileri yapılmış bebek ve çocuklarda ilerleyen dönemde tekrarlayan kronik akciğer hastalığı geliştirme riski bulunuyor.

Geçtiğimiz yıllarda, yapılmış bir dizi çalışma bebeklik döneminde şiddetli RSV enfeksiyonları ile daha sonraki çocukluk döneminde astım gelişimi arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

‘RSV VİRÜSÜ DİĞER SOLUNUM VİRÜSLERİ İLE KARIŞTIRILMAMALI’

RSV belirtilerinin diğer hastalıklarla benzerlik gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Kepenekli, “RSV virüsünün neden olduğu belirtiler, influenza (grip) ve Covid-19 gibi diğer solunum yolu virüslerine benzediği için kolayca karıştırılabiliyor. RSV virüsünün neden olduğu yaygın belirtiler burun akıntısı, burun tıkanıklığı, öksürük, hapşırma, ateş, iştahsızlık, hırıltı ve nefes almada zorluktur.  Özellikle küçük bebeklerde huzursuzluk, beslenme sorunları ve solunum güçlüğü de ortaya çıkabilir.

  1. Tüm dünyada RSV mevsimsel bir seyir izler ve ortalama 5 ila 6 ay sürer.
  2. Burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı ve ateş gibi şikayetler ise RSV, influenza (grip), Covid-19 ve diğer solunumsal virüslerde ortak belirtiler arasında.

Bu nedenle sıklıkla hangi virüsün etken olduğunu anlamak için testler yapılıyor. Bazen hasta birden fazla solunumsal virüs ile enfekte olabiliyor. Tabii bu durum hastalığın klinik şiddetinin daha ağır seyretmesine neden olabilir” diye konuştu.

‘RSV, BULAŞ ORANI ÇOK YÜKSEK BİR VİRÜS’

RSV’den korunmak için burun akıntısı, ateş ve öksürük gibi solunum yolu enfeksiyonu belirtileri olan bebek, çocuk ve erişkinlerin diğer insanlardan temasının kısıtlanmasının ve yaşı uygunsa maske kullanmasının hastalığın kontrolünde oldukça önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Kepenekli, “Çünkü biliyoruz ki, RSV son derece bulaşıcı bir hastalık. Öpüşme, bardak veya çatal-kaşık paylaşımı gibi yakın temas durumlarında tükürük veya burun akıntısı yoluyla kişiden kişiye kolaylıkla bulaşıyor. Yıkanmamış ellerde RSV, 30 dakika veya daha uzun süre hayatta kalabilir, bu nedenle el yıkamak hastalığın kontrolünde bir diğer önemli koruyucu önlem olarak karşımıza çıkıyor.

Bunların yanında, son yıllarda Amerika Birleşik Devletleri ve bazı diğer ülkelerde yaşlı bireylerde ruhsat almış RSV aşıları, bebekleri korumak için gebe aşılamaları ve bebeklere RSV’ye karşı antikor (RSV antijenlerine karşı oluşturulan bağışıklık proteini) uygulamaları yapılıyor. Ülkemizde ise şu an yüksek riskli bebekler için ruhsatlı bir antikor bulunuyor. Ancak ABD ve birçok ülkede ruhsatlı ve kullanımda olan bir diğer RSV antikoru hem sağlıklı hem de yüksek riskli bebekler için uygulanmakta. Yürütülen çalışmalar, bu uygulamaların hem hastalık yükünü hem de hastane yatışlarını azaltmada etkili olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

‘EBEVEYNLERDE RSV FARKINDALIĞI GÜÇLENMELİ’

Prof. Dr. Kepenekli, “RSV, her ne kadar ‘soğuk algınlığı’ olarak bilinen hastalıktan sorumlu virüslerden biri olsa da dünya genelinde bebeklik ve erken çocukluk döneminde alt solunum yolu enfeksiyonlarının (zatürre, bronşiyolit) en önemli nedeni. Alt solunum yolu enfeksiyonlarının bebek ve çocuklarda kötü sonuçlar yaratabileceğinin unutulmaması gerekir. Yakınmaları olan bebek ve çocukların mutlaka hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir.

Ailelere göre önemli olmayan bir belirti ve bulgu, ciddi bir hastalık için önemli bir belirteç olabilir. Neredeyse iki yaşına kadar çocukların yüzde 90’ı RSV ile enfekte olsa da, geçirilen enfeksiyona karşı oluşan bağışıklık kişinin yeniden enfeksiyon geçirmesine karşı yeterli bir koruma sağlamaz. Bu nedenle maalesef aynı sezonda bile tekrarlayan enfeksiyonlara rastlıyoruz. Yani ‘Bebeğim bir defa RSV enfeksiyonu geçirdi, bir daha RSV’den etkilenmez’ inancı ne yazık ki yanlıştır. Ebeveynlerde RSV farkındalığının güçlenmesini bu nedenle önemli buluyorum” dedi.